15 Aralık 2012 Cumartesi

Tekrar Merhaba sevgili minik blogum ve şu an için 7 kişiden ibaret olan izleyicilerim :)

Bir yıldan daha uzun bir aradan sonra bloguma dönmeye karar verdim. Aslında olanca yoğunluğuyla sürüp giden hayat ve dersler bloga yazamamak için önemli bir sebep olsa da elbette bu kadar uzun bir arayı açıklamakta da yetersiz kalıyor.

Bloga yazmamamın ufak tefek gündelik işler dışında kalan en büyük nedeniyse kaliteli fotoğraf çeken bir araçtan yoksun olmamdı. Netlik sorunları renkli ürünlerin swatch'larını imkansız hale getiriyordu ve bu da bir süre beni blog fikrinden çok soğuttu. Şimdiyse teknolojiyle barıştım ve bir profesyonel fotoğraf makinası kadar olmasa bile hiç artık doğru düzgün fotoğraf çekebilen bir cep telefonum var :)

Bloguma dönerken aldığım yeni yıl kararlarıyla başlamak istiyorum. Öncelikle her ne kadar kozmetik alışverişini çok sevsem de evde kullanmadığım ürünler sinirime dokunduğu için, her hafta yeni bir kozmetik ürünü tanıtabileceğimi sanmıyorum. Kendime tüketim karşıtı diyemem, sadece evde kalabalık karşıtıyım :) Eğer bir ürünü tam olarak içime sinmeden aldıysam, sonra kullanamıyorum. Kullanmayınca bitmiyor o ürünler.

Dikiş ve örgüyü kendi elimden gelmese de çok seviyorum. Tasarımcı ruhumdan mıdır bilinmez (havam batsın) olmayan çizim yeteneğimle aklıma gelen çeşitli fikirleri anneme tarif ediyorum, o da benim için dikiyor ya da örüyor. Böylece anne-kız projelerimizi gerçekleştiriyoruz. Annemin örgüyü sevdiğini ancak dikiş dikmekten nefret ettiğini de belirtmeliyim, böyle olunca hatırım için yaptığı biçki dikiş projelerinin değeri daha da iyi anlaşılır.

Aldığım bir diğer kararsa şu an için hiç yabancı izleyicim olmasa da tüm gönderilerimi hem Türkçe hem İngilizce yazmak. Şu anda hiç yabancı izleyicim yok, ama yabancıların arasında Türkçe bilen neredeyse kimse olmadığı düşünülürse İngilizce yazmadığım sürece olma ihtimali de yok :) Üşengeçliği bırakıp bilingual bir blog sahibi olmanın zamanı geldi.


Hello my little blog, and my followers (even if there are only 7 now)
I've decided to return my blog, after more than a year.  There were many reasons to stay away from the blog, even if I can't count any of them as a good one. First of all I didn't have a camera by which I can take good quality photos. But now, at least I have a mobile phone including a camera and I started to take photos now. (I know that I live just like a grandma!)
Also, I have some decisions for the new year! I hate the products that I don't use, they keep too much place on my toiletry and in the drawers, so probably I won't publish new posts on cosmetics every week here. I am not an anti-consumerist but I can consider myself as a crowded-drawer-hater :)
 I love hand knitted and sewed clothes. I am not very talented about making them, but sometimes I have brilliant ideas, and I have a talented mother who can sew and knit. As long as I have new handmade pieces, I will share them with you as mother-daughter projects.
I've just decided to write also in English, not because I learned it nowadays, but because I believe internet is an international network that we exchange ideas with fashion and cosmetics lovers from all over the world. I used to be too lazy to write the same thing in two languages, but I won't be in the future :) I am so motivated, maybe I can translate even my older posts in English.

7 Ağustos 2011 Pazar

Nuxe Creme Fraîche de Beauté Suractivée

Dermalogica'ya alternatif arama çabalarım sürerken, iki ürününü birden favori listeme sokarak beni kendine bağlamış olan Nuxe markasının normal ciltler için günlük nemlendiricisi olan bu ürününü denemeye karar verdim. Nemlendiricileri uzun zaman kullandığımı düşünecek olursanız 15 ml'lik bu sample bana neredeyse 1 aylık bir kullanımla birlikte epeyce fikir verdi. Orijinali ise buradaki gibi kavanoz içinde satılıyor.
Yapısı biraz el kremini andırıyor, yoğun bir ürün, yüze sürülen nemlendiricilerin sıvı olmasından özellikle hoşlanan biri olarak bu özelliğinden pek hoşlanmadım. İkincisi, kokusu çiçeksi ama biraz ekşimsi gibi. İlk aldığımda acaba bozuk sample vermiş olabilirler mi dedim, ama eczaneme güveniyorum. Sonradan anladım ki Active Moist'in hafif ve insanın genzini yakmayan ilaçsı kokusuna alışmışım, bu yüzden bu ürünün kokusu bana biraz garip geldi, ama kesinlikle öyle dayanılmaz bir kokusu yok, sadece ben biraz fazla hassasım bu koku konusunda.
Bu ürün de diğer pek çok nemlendirici gibi paraben içeriyor (6 çeşit) içindekiler listesinde son sıralarda yer almasına rağmen Active Moist'ta olduğu gibi en son sırada değil ne yazık ki. Ayrıca içeriğinde cilde ve genel sağlığa zarar verebilecek madde sayısı çok daha fazla ve Cosmetics Database'te bu ürüne verilen risk puanı 10 üzerinden 8. Nuxe Nemlendiricileri ne yazık ki doğal içerikli ürünleri arasında yer almıyor bu markanın ve Active Moist alternatifi arayışlarım başka markalarla devam edecek gibi görünüyor...

2 Ağustos 2011 Salı

Live Clean Argan Yağlı Ürünler

Tatil dönüşü yapacağım ilk iş tatilde kullanıp memnun kaldığım ürünleri tanıtmak olacak. Asıl amacım elimdeki stokları eritmek olduğu için çok fazla yeni ürün aldım denemez, sadece şampuan ve saç ürünlerim var. Deniz zamanı kum, güneş, tuzlu su derken benim saçlarım mısır püskülü gibi olur. Zaten bal köpüğü gibi küllü bir rengi var, doğal olarak her yaz tatilinde açılır rengi, ama renk açılmasının aynı zamanda yapısının bozulması anlamına da geldiğini öğrendiğimden beri saçlarıma iyi bakmaya çalışıyorum. Gelelim bunun için kullandığım az ve öz ürünlere :)

Live Clean Argan Yağlı Şampuan: Bu kremsiz bir şampuan, ikisi bir arada falan değil, benim sevdiğim gibi :) Deniz sonrası tek şampuan yaptığımda bile saçlarımı hiç krem kullanmadan yumuşacık yaptı, bu açıdan artı puanı var. Şampuanın ve temizleyicilerin köpürmesini sevenlere uygun bir ürün, bol bol köpürüyor az miktarda bile. Yapısıysa hafif, diğer ürünler gibi avucunuza ilk sıktığınızda koyu kıvamlı değil, daha sıvı. Saçlarımın elektriklenmesini tek başına bile büyük ölçüde kontrol altına aldı. saçlarım kuru, bu yüzden yağlı ve karma saçları yağlandırır mı sorusuna siz dikkatli olun diye cevap vermek isterim.

Live Clean Argan Yağlı Saç Maskesi: Ben saç kremi kullanmaktan hoşlanmıyorum, bunun yerine maskeyi daha sık kullanıyorum, bu yüzden kremini almadım. Maske serinin en çok memnun kaldığım ürünü oldu. Her gün kullanmaya çok üşensem bile saçı yumuşatması gerçekten çok iyi. Ben banyo sonrası saçıma bol miktarda sürüp tarıyorum, 20 dakika havluya sarıyorum, sonra duruluyorum, bu bakımdan zahmetli. ama krem gibi 2 dakika bekletilip durulanan ürünlerin faydasına inanmadığım için oldukça iyi sonuç alıyorum. Saçlarım yumuşacık oldu, bu sıcaklarda her gün yıkanan saçlarımın yorulmasını engelledi. (Ben mümkün olduğunca saçlarımı her gün yıkamamaya çalışırım.) Saçlarıma dokununca elime yumuşacık geliyor.

Live Clean Durulanmayan Saç Spreyi: Bu şimdiye kadar kullandığım durulanmayan saç spreylerinin içinde en çok memnun kaldığım oldu. Bir kere çift fazlı, kullanmadan önce çalkalamak gerekiyor. İçindeki yağ saçları kötü göstermiyor, ben çok fazla sıkmama rağmen saçım ağırlaşmıyor. Saçları düğüm düğüm olan herkese tavsiye ederim, ama elinizi korkak alıştırmayın, bol bol kullanın. Benim saçlarım her banyo sonrası neredeyse kesmemi gerektirecekmiş gibi düğümlenir, buna rağmen beğendim. Elbette mucize ürün diyemem, benim saçlarım ne kadar sprey sıkarsam sıkayım dolaşıkları çözerken acıyor, ama en azından dolaşıkların kopmadan çözülebiliyor olması bile büyük bir nimet benim için.

Ürünler Watsons'larda satılıyor; şampuan 20, maske ve sprey 30'ar lira. Bütçeyi biraz zorlayacak ürünler bunlar, bu yüzden benim vazgeçmeyeceğim ilk ürün maske, ikinci sırada da şampuan geliyor. Itsbeauty'den Shopaholic Pantene çift fazlı durulanmayan spreyi önerdi, 6 lira gibi bir fiyatı varmış sanırım, onu deneyeceğim spreye bu kadar para vermemek için, çünkü çok çabuk tükeniyor. Tüm ürünler mis gibi hindistancevizi kokuyor, en çok bayıldığım özellik de bu oldu. Diğer taraftan, ben bu ürünleri test etmeye deniz kenarında başladığım için günlük hayatta ağır gelir mi diye düşünürseniz haklısınız. Tatilden geleli 3 gün oldu, henüz bir sıkıntım yok, kullanmaya devam ediyorum, ama ilerleyen günlerde tatilde yol açmadıkları ağırlaşmaya yol açarlar mı diye test ederek, duruma göre bu maddeye bir ekleme yaparım :)

8 Temmuz 2011 Cuma

Temmuz 2011 cilt bakımı ve kozmetik alışverişim :)


Gelelim tatil öncesi cilt bakımı için aldıklarıma. Aldığım iki üründen iki tanesini ilk kez aldım. Nuxe Eau Démaquillante Micellaire aux 3 Roses, makyaj temizleme suyu. Aslında bu ürün aklımda yoktu ama görünce ilginç geldi. Bioderma Sensibio H2O'yu düşünüyordum, benzer bir ürünü Nuxe'de görünce dayanamadım. Öteki ürünse Avene Soothing Eye Contour Cream for Sensitive Eyes. Bu benim ilk göz kremim oluyor :) Kırışıklıklarla savaşmaktan çok temel bakım kategorisinde cildi nemli tutarak kırışıklıkları önlemek ve hassas göz çevresini nemlendirerek nemsizlikten doğan geçici çizgilenmeyi hafifletmek gibi bir amacı var. Aldığım diğer iki ürün olan temizleme jeli için daha önceki yorumumu okumak için buraya, kil maskesi için yazdığım yorumu okumak için de buraya bir göz atıverin :)


Bu da Watsons alışverişim. Uzun zamandır set olarak denemek istediğim Live Clean'in Argan Yağı özlü şampuanı, saç maskesi ve durulanmayan saç spreyi. Ayrıca Watsons'tan bir küçük kalem kutusu boyunda bir de epeyce bir şeyler alan bu şirin turkuaz makyaj çantalarını ve kağıt törpü aldım. Ben eskiden metal törpü kullanırdım, sonra kağıt törpünün daha sağlıklı olduğunu, tırnakları yıpratmadığını duydum bir yerlerden.
Bir de Lancome Juicy Tubes var. Fazla söze gerek yok, mis gibi meyve kokusu :)

Kullandıkça yorumlarım da gelecek, ama tatilden sonra. Beni özleyin anacııım, baaay!

7 Temmuz 2011 Perşembe

Bitirdiğim Ürünler Hakkında 1



Tekrar tekrar aynı şeyleri yazıyorum, ama ne yapayım hem bitenlerde hem yeni alınanların arasında kil maskem ve yüz yıkama jelim hep var :) O yüzden onları atlıyorum, 9 ve10 numara hakkındaki yorumlar burada ve burada.
1- Schwarzkopf Gliss Sıvı İpek İçeren Durulanmayan Bakım Spreyi: Kullanmakla kullanmamak arasında en ufak bir fark göremedim. Üzerinde "ihtiyacınızdan fazla bakımla saçınızı yormaz" yazıyor, bu bir itiraf olabilir gerçekten çünkü ortada bakım falan yok :)
2-Yves Rocher Peche Jeune Şeftalili Parfüm: Saf şeftali kokusu, favori parfümlerimden biri. Ben bunu deodorant gibi, vücut spreyi gibi kullanıyorum, durmadan fıs fıs sıkıyorum. Hafif ekşi bir koku, kalıcı değil, ama bu ürün benim kalıcılık beklediğim bir ürün değil. Yves Rocher indirime girmiş, stoklamayı düşünüyorum bundan bol bol!
3- The Body Shop Japanese Cherry Blossom EDT: Kokusunu çok severek aldım, üstelik almadan önce defalarca denedim ama çok çabuk sıkıldım, tekrar almayı düşünmüyorum ama ne yazık ki elimde henüz yarısına bile gelemediğim bir şişe daha var. Demek ki neymiş, açgözlülük etmemek gerekiyormuş.
4- Avon Today EDP: Kalıcı olması bakımından iyiydi, fiyatı uygundu. %50 indirimle 30 liraya aldığım bir parfüm. Çok bayılmamakla birlikte sık sık kullandım ve etraftan inanılmaz iltifat aldım, herkes ne kullandığımı sordu ama ben sevemedim bunun kokusunu bir türlü. Alttan gelen çok hafif bir biber kokusu var sanki. Beğenenler olabilir, hem kalıcı, hem hafif, hem çiçeksi. Son dönemde Japanese Cherry Blossom'dan daha çok hoşuma gitmişti, ama yine de tekrar almam, denenecek bir sürü parfüm var.
5- Marlies Möller Express Moisture Saçı Güçlendiren Durulanmayan Sprey: Schwarzkopf gibi bunun da en ufak bir etkisini göremedim. Üstelik o kadar pahalıydı ki 50 küsür liranın çöpe gittiğini düşünüyorum, kesinlikle bu markanın hiçbir ürününü almam bir daha.
6- Palmolive Aroma Teraphy Duş Jeli Sensual: Kokusu güzeldi ama şimdilerde yoğun gelmeye başladı, bu ikinci ya da üçüncü kutuydu ama bir daha almam artık. Bir de cildimde sanki bir kalıntı bıraktı, ne kadar durulanırsa durulansın tam olarak akmıyor gibiydi, fazla kimyasal geldi bana.
7- Avon Incandessence EDP (çanta boyu): Pudralı- çiçeksi bir koku. Çok ağır değil ama sanki biraz anneanne kokusu gibi geldi bana, sıradan buldum. Today'i bile sevmediğim halde hakkını yememeliyim, çok daha başarılıydı bence. Sevenleri çok ama ben bu parfümü sevemedim, iyi ki küçük boy almışım.
8- The Body Shop Japanese Cherry Blossom Vücut Losyonu: Edt'ler ile set olarak almıştım ama bende artık Body Shop vücut kremlerine karşı bir antipati oluştu, imajındaki doğal ürün satma stratejisi içeriğindeki bol miktarda parabenle birlikte çöktü. Bundan sonra nemlendirici türü her şeyimi dermokozmetik ürünlerden seçmeye özen göstereceğim. Ne yazık ki stoklarımda hala Body Shop'un nemlendiricileri bol miktarda mevcut...
11- Head and Shoulders Hassas Saç Derisi için Şampuan: Sıradan bir market şampuanı olmasına rağmen yıllardır süren kepek sorunumu tek başına yok etti. Çok memnun kaldım ama sıkıldım da, artık alternatif ürünler istiyorum kepekten kurtulduğuıma göre. Ama yine böyle bir sorun yaşasam ilk koşacağım marka olur.

Şimdilik bitenler bu kadar :) Başka bir biten ürünler listesinde görüşmek üzere.

Nuxe Lotion Tonique aux 3 Roses

Nuxe ürünlerinden bir tane daha :) Karma ciltler için üç gül içeren serideki tonik karşınızda. Öncelikle şunu belirtmeliyim, ben eskiden beri tonik kullanmaktan hoşlanmıyorum. Ergenlikte cildin yağlı diye hassas cildime rağmen bana alkollü tonikler veren cilt bakım uzmanları beni tonikten soğuttu. Sonra cildim kurudu, alkolsüz tonikler kullanmaya başladım, ancak bu kez de tonik kullanmakla kullanmamak arasında pek bir fark gözlemlemedim. Ben her zaman kuru ve hassas ciltler için en iyi çözüm yolunun gülsuyu olduğunu düşünürüm, ve gözenek sıkılaştırmak için özel içerikli bir ürün kullanılmadığı takdirde sıradan bir tonikle gülsuyu arasında hiçbir fark olmadığını kendi üzerimde gözlemledim. Elbette bunlar ciltten cilde değişebilir ve ben de cilt bakım uzmanı değilim, ama burada kendi deneyimlerimi paylaşıyorum sonuçta :)
Bu tonik ferah bir çiçek kokusuyla sürüldüğünde bir serinlik hissi veriyor, alkol ve paraben içermiyor, içindeki bitki özleriyle rahatlatıyor. Benim için tek olumsuz özelliği sürdükten hemen sonra ciltte biraz yapış yapış bir his bırakmasıydı ve bu da bu tonikten vazgeçmemin nedenlerinden biri. Kuruduktan sonraysa bu his kalmıyor, pürüzsüz bir yumuşaklık geliyor cilde, bu da güzel. Ama yine de gerekli mi? Bence değil. Bu toniği bir daha almayı düşünmememin asıl nedeni sorarsanız, bir şişe tonik fiyatına bir düzine gülsuyu alabilecek olmam derim :) Nuxe markasını sevdiğim için bu ürünü denemek istedim, ama Nuxe de olsa tonik sevmeme huyum devam edecek gibi görünüyor, mutlaka buna bulduğum gibi bir kusur buluyorum çünkü hepsine.

Nuxe Masque Doux Aromatique aux 3 Roses

Bu maske aslında bir kil maskesi, ama sıradan kil maskelerinden en büyük farkı yüzünüzde kurumaması ve cildi müthiş nemlendiriyor oluşu. Yüze ilk sürüldüğünde beyaz bir tabaka görünüyor, sonrasındaysa cilt içindeki 9 esansiyel yağı emiyor ve neredeyse bir nem maskesi gibi yüzeyde sadece belli belirsiz bir kil tabakası kalıyor. Yıkadıktan sonraysa cildiniz yumuşacık oluyor. Her cilt tipi için uygun ürünler bana eskiden beri güvenilir gelmemiştir, ama bu düşüncemi yıkan marka kullandığım iki ürünüyle (diğer ürün ballı temizleme jeli) Nuxe oldu. Bittikçe tekrar tekrar alacağım vazgeçilmez cilt bakım ürünlerimin başında geliyor bu maske. Benim pul pul dökülen cildimin ölü yüzeyini temizlerken, alttan gelen tabakaya yoğun nem verdiği için pullanma sorunum sadece yüzeysel olarak soyulmakla kalmadı, azaldı da. Yine de siyah noktaları ve yoğun tıkanmış gözenekleri arındırmak amaçlı düşünüyorsanız aynı serinin peeling olarak önerilen ürününün daha yararlı olabileceğini düşünüyorum. Alıp kullanmadım, ama denemek için yüzümee küçük bir miktar uygulamışlardı ve beğenmiştim. İlerleyen zamanlarda peeling edinmeyi düşünürsem ben de bu sözünü ettiğim ürüne bir şans vermeyi planlıyorum. Ama elbette en büyük aşkım kil maskem :) Eczanelerde bulabilirsiniz, fiyatı 55-60 lira civarında.